top of page

Yaban Hayatı Çalışma Grubu

Araştırmacılar:

#YabanHayatı #BiyolojikÇeşitlilik #KorumaBiyolojisi #SürdürülebilirYönetim #NesliTehlikeAltındaTürler #PopülasyonGenetiği #GenetikÇeşitlilik #HabitatDinamikleri #TümGenomAnalizi #TranskriptomAnalizi #Biyoizleme #Fotokapanİleİzleme #TürKoruma #KorumaStratejileri

Yaban Hayatı Çalışma Grubu, biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir yaban hayatı yönetimi için genetik ve ekolojik araştırmalar yürütmektedir. Grup, türlerin popülasyon yapısını,  yaban hayatı hastalıkları ve popülasyon sağlığını, genetik çeşitliliğini ve yaşam alanlarındaki dinamiklerini inceler.

Çalışma grubunun temel odakları,  türlerin genetik yapısını belirlemek, bu genetik yapının zaman içinde ve farklı çevresel değişkenlerle birlikte nasıl değiştiğini izlemek ve koruma stratejileri geliştirmektir. Tüm genom ve transkriptom analizleri, eDNA tabanlı izleme, filogenetik analizler ve popülasyon genetiği modelleri oluşturma gibi yöntemlerle yaban hayatı ekolojisini daha iyi anlamak ve popülasyon sağlığının takibi için multidisipliner projeler geliştirir. Grup, koruma biyolojisi politikalarına doğrudan katkı sunmayı ve yerel-genel tür koruma stratejilerinin belirlenmesine destek olmayı hedefler.


Yaban hayatı ve biyoçeşitlilik grubumuz, yaban hayatı veterinerleri ve biyologlar arasında kurulan disiplinlerarası bir birliktir. Temel amacımız, büyük memeli ekolojisi, yırtıcılar, karnivorlar ve diğer çeşitli yaban hayvanlarının biyolojisi, ekolojisi ve korunmasıyla ilgili bilimsel araştırmalar yürütmektir.


Yaban hayatı ve biyoçeşitlilik, ekosistemlerin işlevselliği ve sağlığı için kritik öneme sahip bir bileşenlerdir. Bu nedenle, ekibimiz doğal yaşamın korunması, sürdürülebilirliği ve ekosistem hizmetlerinin devamı için çalışır. Çalışmalarımız, doğal popülasyonların dinamiklerini, habitat kullanımını, türler arası ilişkileri, hastalık yayılımını ve insan etkileşimlerinin ekolojik sonuçlarını anlamak üzerine odaklanmıştır.


Araştırma faaliyetlerimiz, saha çalışmalarından laboratuvar analizlerine kadar geniş bir yelpazede yer alır. Alan araştırmaları, tür izleme ve izleme programları, popülasyon genetiği analizleri, hastalık izleme ve epidemiyoloji çalışmaları, biyoistatistik analizler ve çeşitli modelleme teknikleri bu kapsamda yer alır.





Ekibimiz ayrıca, elde edilen bulguların koruma ve yönetim stratejilerine entegrasyonunu sağlamak için karar alıcılarla iş birliği yapar. Koruma stratejilerinin belirlenmesi, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı, korunan alanların yönetimi ve çevresel politikaların oluşturulması gibi alanlarda aktif rol alırız.


Bu çalışmaların sonucunda elde edilen bilimsel veriler, yerel ve ulusal düzeyde yaban hayatı koruma politikalarını yönlendirir ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi için temel oluşturur. Ayrıca, kamuoyunu bilinçlendirme, eğitim ve toplum katılımını artırma gibi çeşitli iletişim ve eğitim programları yürütülerek toplumun doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilirliği konusunda bilinçlenmesine katkı sağlanır.


Tüm Genom ve Transkriptom Analizleri


Hedef organizmaların moleküler düzeyde kapsamlı bir şekilde karakterize edilebilmesi amacıyla, tüm genom dizileme (WGS) ve transkriptom analizleri (RNA-Seq) gerçekleştirilmektedir. Bu analizler aracılığıyla, popülasyonların genetik yapısı, bireyler arası akrabalık düzeyleri ve çevresel stres faktörlerine karşı adaptasyon potansiyeli hakkında ayrıntılı veriler elde edilir. Ayrıca, epigenetik düzenlemelerin türlerin çevresel değişkenlere verdiği yanıtları nasıl şekillendirdiği de bu çalışmalar kapsamında incelenebilir.


Çevresel DNA (eDNA) Tabanlı Biyoizleme


Ekosistemlerdeki tür varlığının, doğrudan gözleme gerek duyulmaksızın tespit edilebilmesini sağlamak amacıyla çevresel DNA (eDNA) temelli biyoizleme yöntemlerinden yararlanılmaktadır. Su, hava, toprak ve dışkı gibi çevresel örneklerden izole edilen DNA fragmentleri, ekosistemde mevcut olan makro ve mikroorganizma çeşitliliğinin belirlenmesine olanak tanımaktadır. Özellikle kriptik, nadir ya da düşük yoğunluklu popülasyonlara sahip türlerin varlığı, bu yöntemle güvenilir biçimde ortaya konulabilmektedir.




Fotokapan ile Yaban Hayatı İzleme ve Yapay Zeka Uygulamaları


Yaban hayvanlarının davranışlarının, dağılımlarının ve habitat kullanım örüntülerinin doğrudan ve kesintisiz biçimde izlenebilmesi amacıyla fotokapan sistemlerinden yararlanılmaktadır. Hareket ve/veya ısı sensörleriyle tetiklenen bu pasif izleme araçları, insan müdahalesine gerek kalmaksızın uzun süreli veri toplama imkânı sunar. Fotokapanlar aracılığıyla elde edilen görüntü verileri, tür tespiti, birey tanımlaması, popülasyon yoğunluğu tahmini ve aktivite desenlerinin analiz edilmesi gibi ekolojik çıkarımlara olanak sağlamaktadır. Özellikle günün farklı zaman dilimlerinde aktif olan veya antropojenik baskılar nedeniyle gözlemlenmesi güçleşen türlerin izlenmesinde bu yöntem yüksek düzeyde etkinlik göstermektedir.


Yaban hayatı türlerinin mekânsal ve zamansal dağılımlarının, davranışsal repertuarlarının ve habitat kullanım stratejilerinin incelenmesinde fotokapan sistemleri kullanılmaktadır. Bu sistemler, ortamda gerçekleşen hareket ve/veya ısı değişimlerini algılayarak tetiklenen pasif sensörler aracılığıyla, doğrudan gözleme gerek kalmaksızın uzun süreli ve yüksek frekanslı veriler üretir.


Son yıllarda gelişen görüntü işleme teknikleri ve yapay zekâ temelli analiz araçları sayesinde, fotokapanlardan elde edilen büyük ölçekli veri setleri etkin biçimde işlenebilir. Derin öğrenme modelleri ile tür tayini, birey ayrımı, davranış sınıflandırması ve zaman-aktivite desenlerinin çıkarımı otomatikleştirilebilmektedir. Bu sayede özellikle geceleri aktif olan, kriptik özellik gösteren ya da insan varlığından kaçınan türlerin izlenmesi daha sistematik ve güvenilir biçimde gerçekleştirilebilinir. Ayrıca, algoritmalar aracılığıyla bireyler arası morfolojik farklılıkların tanımlanması yoluyla, bireysel düzeyde takip ve popülasyon yapısına ilişkin çıkarımlar yapılması mümkün olur.


Filogenetik Analizler


Çalışılan organizmaların evrimsel geçmişine dair çıkarımlar yapılabilmesi amacıyla filogenetik analiz yöntemleri uygulanmaktadır. Moleküler veriye dayalı soyağacı oluşturma teknikleri ile türler arasındaki filogenetik akrabalık ilişkileri belirlenmekte, evrimsel ayrışma zamanları ve türleşme süreçleri hakkında bilgi edinilmektedir. Bu bağlamda, filogenetik konum bilgisi, türlerin korunma önceliklendirmesi ve ekosistemdeki işlevsel rollerinin değerlendirilmesi açısından kritik öneme sahiptir.


Popülasyon Genetiği Modelleri


Popülasyon dinamiklerinin anlaşılması ve geleceğe yönelik projeksiyonların oluşturulması amacıyla, genetik veri setleri matematiksel ve istatistiksel modelleme yaklaşımları ile analiz edilmektedir. Bu bağlamda, gen akışı, genetik sürüklenme, populasyonel bölünme ve soy tükenme olasılıkları gibi parametreler modellere entegre edilerek türün demografik yapısı ve korunma durumu hakkında çıkarımlar yapılmaktadır. Elde edilen modeller, türlerin sürdürülebilirliği açısından bilim temelli koruma planlarının geliştirilmesine katkı sunmaktadır.


Çok Disiplinli Yaklaşım ve Entegratif Analizler


Yukarıda tanımlanan yöntemler, genetik, ekolojik ve biyoinformatik verilerin entegrasyonunu temel alan çok disiplinli araştırma stratejileri kapsamında uygulanmaktadır. Bu sayede, türlerin moleküler çeşitliliği, çevresel adaptasyon mekanizmaları ve habitat kullanımı birlikte değerlendirilerek koruma biyolojisine yönelik bütüncül yaklaşımlar geliştirilmektedir. Özellikle, tehdit altındaki türlere odaklanılarak, bu türlerin uzun vadeli sürdürülebilirliğine katkı sağlayacak bilimsel temelli stratejiler geliştirilmektedir.


Popülasyon Yapısı


Tehlike altındaki türlerin populasyon yapısının aydınlatılması amacıyla genetik markerlar (örneğin mikrosatellitler, SNP'ler) kullanılarak alt popülasyonlar arası genetik farklılıklar, gen akışı düzeyi ve izolasyon derecesi belirlenmektedir. Bu veriler aracılığıyla, türün korunması açısından öncelikli coğrafi bölgelerin ve kritik bağlantı noktalarının belirlenmesi mümkün olmaktadır.


Genetik Çeşitlilik


Popülasyonların genetik çeşitlilik düzeyi, hem kısa vadeli uyum yeteneklerinin hem de uzun vadeli evrimsel potansiyellerinin göstergesi olarak değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, heterozigotluk düzeyleri, allel çeşitliliği ve inbreeding katsayıları gibi parametreler kullanılarak türlerin genetik sağlığı değerlendirilmekte ve tehdit altında olan popülasyonların genetik erozyona uğrayıp uğramadığı ortaya konulmaktadır.


Habitat Dinamikleri


Türlerin yaşadığı habitatların mekânsal ve zamansal dinamikleri, saha temelli gözlemler, uzaktan algılama verileri ve coğrafi bilgi sistemleri (CBS) kullanılarak izlenmektedir. Habitat bütünlüğünde meydana gelen bozulmalar (örneğin parçalanma, kirlilik, kuraklaşma vb.), popülasyonların yaşam alanlarına etkileriyle birlikte analiz edilmekte ve türlerin habitat değişimlerine verdiği tepkiler değerlendirilerek koruma öncelikleri güncellenmektedir.


Müze Örneklerinin Genetik Analizi


Müze koleksiyonlarında yer alan biyolojik materyaller (ör. kemik, deri, tüy ve taksidermi örnekleri), modern moleküler teknikler (özellikle ancient DNA analizleri) kullanılarak analiz edilmektedir. Bu sayede, türlerin tarihsel genetik çeşitliliği ve populasyon yapısı hakkında bilgi elde edilmekte ve bu bilgiler günümüz popülasyon verileriyle karşılaştırılarak koruma stratejilerine tarihsel perspektif kazandırılmaktadır.


Türler Arası Etkileşimler ve Ekosistem Düzeyindeki Çalışmalar


Ekosistem bütünlüğünün sürdürülmesi kapsamında, av-avcı ilişkileri, türler arası etkileşim ağları ve istilacı türlerin etkileri gibi ekolojik süreçler araştırılmaktadır. Bu çalışmalar, türlerin ekosistem içerisindeki işlevsel rollerinin belirlenmesine ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkilerin anlaşılmasına olanak tanımaktadır.


Bilimsel Bulguların Koruma Pratiklerine Entegrasyonu


Elde edilen tüm moleküler ve ekolojik veriler, doğa koruma uygulamalarına entegre edilmekte; yerel ve ulusal ölçekteki paydaş kurumlara bilimsel danışmanlık hizmeti sağlanmaktadır. Örneğin, popülasyonlar arası yüksek düzeyde izolasyonun belirlenmesi durumunda, gen akışını destekleyici habitat koridorlarının oluşturulması önerilmekte ya da nadir türlerin tespit edildiği alanların koruma statüsüne alınması yönünde tavsiyelerde bulunulmaktadır. Böylece, akademik çıktılar doğrudan sahaya aktarılmakta ve karar verici mekanizmalarla paylaşılmaktadır.



Projeler



eposta-imza-egl-agrigx_edited.png

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Mühendisliği Bölümü Subayevleri, 06120 Keçiören/Ankara

İmza uyumlu size.png

Takip Et!

  • Instagram
  • Twitter
  • LinkedIn

© 2024 Tüm hakları saklıdır.

bottom of page