top of page

Başlangıç Tarihi

2024 -

Destekleyici

TÜBİTAK 1002-A Hızlı Destek Programı

Proje Durumu

devam ediyor

Let it bee Project

Proje Yürütücüsü

Proje Ekibi 

Emre Keskin, Sedat Sevin

Ortaklar / İşbirlikleri 

Proje, geleneksel biyolojik çeşitlilik izleme tekniklerine destek olarak, türlerin daha hızlı ve doğru bir şekilde tespit edilmesini sağlayarak, biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik stratejilerin geliştirilmesine katkı sağlamayı hedeflemektedir.

Çevresel DNA kaynağı olarak üç ana materyal kullanılmaktadır: havadan DNA (eDNAir), polen ve bal. Bu yenilikçi yaklaşım ile doğanın zenginliğini daha etkili bir şekilde anlamayı ve biyoçeşitliliği korumayı, aynı zamanda gıda güvenliğini artırmayı hedeflenmektedir.


Doğal ekosistemlerin korunması ve sürdürülebilir yönetimi, günümüz bilim insanlarının karşılaştığı en acil zorluklar arasında yer almaktadır. Geleneksel biyoçeşitlilik izleme ve bitki türlerini tanımlama yöntemleri etkili olsa da, genellikle zaman alıcı ve maliyetli olmaktadır. Bu kapsamda, havadan çevresel DNA metabarkodlaması ile bitki biyoçeşitliliğini daha hızlı ve doğru bir şekilde değerlendirmek için yenilikçi bir yaklaşım geliştirilmiştir. Havadan alınan çevresel DNA’nın bitki biyoçeşitliliğinin tanımlanmasında güçlü bir araç olabileceği hipotezi üzerine kurulan bu çalışmada, havadaki DNA parçalarını analiz ederek mevcut bitki türlerini tespit etmek ve geleneksel biyoçeşitlilik izleme tekniklerine değerli bir tamamlayıcı yaklaşım sunmak amaçlanmaktadır. Bu yeni teknik, tür tespitini hızlandırma, doğruluğu artırma ve biyoçeşitlilik çalışmalarının genel verimliliğini yükseltme potansiyeline sahiptir.


Polen, bitkilerin çoğalması için hayati bir rol oynamakta ve yalnızca bitkilerin varlığını işaret etmekle kalmayıp, aynı zamanda bulunduğu ekosistemin genetik haritasını çıkarabilmektedir. Bu çalışma çerçevesinde, polen örnekleri toplanarak çevredeki biyolojik çeşitlilik analiz edilmektedir. Her bir polen tanesi, hangi bitkilerin nerede bulunduğuna dair değerli ipuçları sunmakta ve doğanın sağlığı hakkında bilgi vermektedir.


Bal ise, bal arıları tarafından çevreden toplanan polenlerle birlikte çevreye ait genetik bilgileri içermektedir. Bu durum, balın bir çevresel DNA kaynağı olduğu anlamına gelmektedir. Balda bulunan DNA, üretildiği bölgedeki bitkilere dair geniş bilgiler sunmakta ve metabarkodlama ile analiz edilerek balın üretildiği coğrafi bölgeyi, bitki çeşitliliğini ve hatta balın saflığını ortaya çıkarmak mümkündür. Böylece gıda izlenebilirliği ve kalitesinin artırılmasına katkı sağlanmaktadır.


Ayrıca, hava örneklerinden elde edilen eDNA, geniş çaplı biyoçeşitlilik araştırmaları için yeni imkanlar sunmakta ve bitki türlerinin izlenmesi ve korunması konusunda devrim niteliğinde olabilmektedir. Bu yöntem, tıbbi ve aromatik bitkiler üzerinde çalışmalar yapılmasına olanak tanıyabilir ve bitkisel gıdalardaki sahtekarlıkların tespitinde kullanılabilir.


Sonuç olarak, bu çalışma yalnızca karasal bitki biyoçeşitliliğinin moleküler tanımlanmasına yönelik bir iş akışı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda ulusal biyogüvenlik için önemli olan tür listelerinin güncellenmesi ve korunmasına katkıda bulunacaktır. Türkiye’de gerçekleştirilen ilk havadan çevresel DNA çalışması olarak, bilimsel literatüre önemli bir katkı sağlaması beklenmektedir.


Ayrıca bu çalışmanın sadece bir kısmını içeren "Çevresel Örneklerin Taksonomik Tanımlanmasında Havadan DNA (eDNAir) Metabarkodlama" adlı proje TÜBİTAK 1002-A Hızlı Destek Programı ile desteklenmeye hak kazanmıştır.


eposta-imza-egl-agrigx_edited.png

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Mühendisliği Bölümü Subayevleri, 06120 Keçiören/Ankara

İmza uyumlu size.png

Takip Et!

  • Instagram
  • Twitter
  • LinkedIn

© 2024 Tüm hakları saklıdır.

bottom of page